Öcalan 'tamam' değil 'devam' dedi

22.03.2014 Vatan

Bu yıl Diyarbakır’daki Newroz kutlamalarına gidemedim. Ancak medyadan izleyebildiğim kadarıyla Kürtler Newroz’u her yıl daha olgun ve coşkulu bir şekilde kutluyor. Özellikle Diyarbakır’daki Newroz kutlamaları Kürt siyasi hareketinin yaşadığı gelişim ve evrimleri daha iyi anlamamıza, her geçen gün halkla daha da bütünleştiğini görmemize yardımcı oluyor.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kutlamalara Abdullah Öcalan‘ın yolladığı mektup damgasını bastı. Kuşkusuz geçen yılki kadar tarihi bir mektup söz konusu değildi, ancak aradan geçen bir yıl içinde çözüm süreci bağlamında çok fazla bir şey yaşanmamış olduğu, PKK’nın buna tepki olarak geri çekilmeyi durdurduğu düşünüldüğünde Öcalan’ın ne söyleyeceği merakla bekleniyordu. Cevabı beklenen soru şuydu: Tamam mı, devam mı?

Hükümete daha yakın
Öcalan’ın cevabının “devam“ olmasına şaşırmadım. Ama son dönemde Kürt hareketinin farklı sözcülerinden hep yansıdığı gibi bu, “şartlı“ bir “Devam“. Bununla birlikte Öcalan’ın dilinin PKK/KCK ve BDP/HDP yöneticilerininkine kıyasla daha ılımlı ve pozitif olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin onun “Şu ana kadar yürütülen bir diyalog süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte iki taraf da birbirlerinin iyi niyetini, gerçekçiliğini, yeterliliğini test etmiştir. Bu testten hükümetin ağırdan alma, tek taraflı yürütme, yasal temelden kaçınma ve uzatma tutumuna rağmen iki taraf da barış arayışından kararlılıkla çıkmıştır“ demiş olması anlamlı. Çünkü eleştirileri olmakla birlikte Öcalan’ın AKP hükümetine (dolayısıyla Başbakan Erdoğan‘a) yönelik güven ve beklentilerinin pek azalmadığını görüyoruz.
Benzer bir şekilde “birbirini tekrarlayan darbelerle mi yoksa tam ve radikal bir demokrasiyle mi yola devam edeceğiz?“ diye soran Öcalan’ın, 17 Aralık sürecinin ilk günlerinde Fethullah Gülen cemaatini darbecilikle itham ettiği hatırlanırsa, son savaşta tercihini hükümet ve Erdoğan’dan yana yaptığı düşünülebilir. Lakin bu akıl yürütme üzerinden yapılan Öcalan ve Kürt hareketi eleştirilerinin isabetli ve hakkaniyetli olduğu konusunda çok emin değilim. Zira Öcalan ve Kürt hareketini muhatap alan, onunla şu ya da bu şekilde çözüm üretmeyi düşünen yegâne güç AKP hükümeti. Muhalefet partileri ve cemaat çözüm sürecine destek vermedikleri gibi Öcalan ve PKK’nın çözümün ana aktörü olması fikrine bile sıcak bakmıyorlar. Geçen süre zarfında Erdoğan’ın karşısında konumlanan cemaat ve CHP’nin bu duruşlarını koruduklarını gözlemledik. Dolayısıyla Öcalan’ın bunca yıllık çabanın sonucunda erişmiş oldukları meşru hükümet tarafından muhatap alınma noktasını riske atıp, “hele bir Erdoğan gitsin, gerisine o zaman bakarız” şeklinde özetlenebilecek çağırıların cazibesine kapılmasını beklemek gerçekçi olmayacaktır.

Acele etmiyor
Kandil’de Cemil Bayık‘ta gözlediğim özgüveni Öcalan’ın mektubunda da gördüm. Kürt siyasi hareketinin önde gelen aktörlerinin hemen hemen hepsi, ister AKP, ister başka bir hükümet olsun Türkiye’yi yönetenlerin er ya da geç kendileriyle barışı inşa etmek zorunda kalacaklarını düşünüyorlar ve fazla da acele etmiyorlar. Nitekim “Barış savaştan daha zordur ama her savaşın da mutlaka bir barışı vardır. Biz direnirken korkmadık, barışırken de korkmayacağız“ diyen Öcalan önümüzdeki dönemin temel meselesini şöyle tarif ediyor: “Diyalog süreçleri önemli olmakla birlikte bir bağlayıcılık içermezler. Bundan dolayı da kalıcı bir barış için yeterli güvence oluşturamazlar. Gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur.“
Görüldüğü gibi Öcalan kalıcı çözüm için müzakerelerin başlatılması ve bunun için yasal zeminin hazırlanması çağrısı yapıyor. Bu noktada Cemil Bayık’ın söyleşimizdeki şu sözlerini hatırlatmak isterim: “Şu anda Türkiye’de kim PKK ile Kürt hareketi ile ortak hareket ederse o kazanır. Şu an siyaseti belirleyen en önemli güçlerden biri PKK’dir, Önder Apo’dur.”
Bu tespit ana hatlarıyla doğru. Dolayısıyla eğer bugün Erdoğan’ın temel hedefi iktidarını korumak, rakiplerininki de onu devirmekse, her iki tarafın da dengeyi kendi lehlerine çevirmek için Kürt siyasi hareketinin desteğine ihtiyaçları var demektir. Bu desteği sağlamanın esas yolu da herhâlde Öcalan’ın dile getirdiği müzakere için yasal çerçeve talebine cevap vermeleri olacaktır.

Twitter notu

Hükümetin twitter'ı yasaklaması üzerine söylenecek çok şey var. Ama şu kadarı yetebilir: Eğer bu işler yasaklamakla olsa Milli Görüş kökenli Erdoğan ve arkadaşları iktidara gelemez ve orada bu kadar uzun süre kalamaz; Kürt siyasi hareketi ve onun lideri Öcalan da devletin resmi muhatabı olamazdı. Bu hükümetin kriz çözme kabiliyetlerini iyice kaybetmekte olduğunu gösteren, hiçbir işe yaramadığı ilk anda ortaya çıkan gülünç bir yasak olarak daha şimdiden tarihe geçti.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
28.04.2024 Akşener’den sonra İYİ Parti: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
23.04.2024 Rıfat Bali ile söyleşi: Musa’nın evlâdı Cumhuriyet’in yurttaşı
22.04.2024 Murat Somer ile söyleşi: CHP mi kazandı, AKP mi kaybetti?
21.04.2024 Erdoğan özeleştiri yapabilir veya yakın çevresinden, “Kral çıplak“ diyecek birileri çıkabilir mi?
19.04.2024 Haftaya Bakış (210): Istakozdan Rolex’e – Beklenen Erdoğan ve Özel görüşmesi
17.04.2024 Murat Ağırel ile söyleşi: Türkiye nasıl kara para aklama cenneti haline geldi?
14.04.2024 Kim Erdoğan ile müttefik olmak ister?
12.04.2024 AK Parti “yok hükmünde”, çünkü…
11.04.2024 Ateş İlyas Başsoy ile söyleşi – 31 Mart değerlendirmesi: Köftecilerin gazabı
10.04.2024 Ali Yaycıoğlu ile söyleşi: Erdoğan yorgunu Türkiye’de açılan kapı ve riskler
28.04.2024 Akşener’den sonra İYİ Parti: Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
11.02.2016 Hesabên herdu aliyan ên xelet şerê heyî kûrtir dike
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı